Karasinek

Karasineklerin (Musca domestica L.) yaşam siklusunda ergin, yumurta, larva ve pupa olmak üzere 4 farklı dönem vardır. Normal şartlarda yumurtadan ergin sinek çıkışına kadar olan süre 7-10 gündür. Erginler genel olarak 2-3 hafta yaşarlar, ancak sıcaklığın düşük olduğu koşullarda ömür süreleri 3 aya kadar uzayabilmektedir. Uzak mesafelere 3-4 km uçabilirler.
Dişi karasinekler her yumurtlamada ortalama 100-120 kadar yumurta bırakılırlar.
Karasinekler insanların kullandıkları besin maddeleri ve organik atıklarla beslenmektedirler. Beslenme şekilleri ve davranışları halk sağlığında büyük önem taşıyan karasinekler tifo, kolera, dizanteri, tüberküloz gibi başlıca hastalıkların yayılmasında önemli rol oynayan bir vektördür.
Hayvan yetiştirme çiftliklerinde popülasyon yoğunlukları fazla olursa tavukların yumurta üretimini düşürmekte ve yumurtanın şeklinde bozuklukların ortaya çıkmasına neden olmakta, benzer şekilde büyük ve küçükbaş hayvanların süt verimin olumsuz etkilemektedirler.
Mücadele YöntemleriMücadeleleri; çöp poşetlerinin çöp toplama amacı ile kullanılması, üreme alanlarının özellikle çöplerin ve gübreliklerin yok edilmesi, larva mücadelesinde üreme alan larvasitlerle ilaçlama yapılması ve erginlere karşı kalıcı uygulama, sıcak ve soğuk sisleme çalışmaları yapılması şeklinde yapılmaktadır.
Karasinek mücadele çalışması erginlere yönelik yapılan çalışmalarla ağırlıklı olarak yürütülse de larva mücadelesi destekli yapılacak çalışmalar başarıyı arttırır. Özellikle kitin sentez inhibitörleri ve juvenil hormon analogları ile yapılacak larva mücadele çalışmalarında 2-3 hafta içerisinde ergin çıkış oranlarında yüksek oranda azalma görülür.
Ülkemizde yapılan birçok çalışmada karasineklerde çeşitli insektisit gruplarına karşı yüksek seviyede direnç tespit edilmiştir. Bu nedenle kullanılacak ürünlerin etkinlik testlerini yaptıktan sonra ürün tercih edilmesi, kullanılacak formülasyonlarda yeterli oranda sinerjist (Örn; PBO) ve düşürücü (Örn; Tetramethrin) maddeler bulunması başarı oranını arttırabilir.
Sivrisinek

Sadece dişileri yumurta ürettikleri için kan emerler. Erkek ve dişiler normal koşullarda bitki özsuyu ile beslenirler. Bazı türler kan emmeden de yumurta bırakabilirler ancak bırakılan yumurtaların sayısı daha az ve açılım oranı da daha düşük olur. Karbondioksit sivrisinek dişilerini insanlara çeken en önemli etkenlerden biridir. Bu nedenle kan emmek için insana saldırdıklarında ağız, burun gibi organlarımıza yakın yerde uçarlar ve vızıldarlar.
Sivrisinekler kan emdikleri için sıtma, sarı humma, fil hastalığı ve ensefalit gibi hastalıklarını taşıyabilirler. Her sivrisinek ısırması hastalık nedeni değildir.
Sivrisineklerin yaşamı dört evre içerir ve tam başkalaşım gösterirler. Bunlardan ilk üçünün (yumurta, larva ve pupa) gelişimi için mutlaka su gereklidir. Önemli gelişim alanları durgun sular, foseptik çukurları, irili ufaklı su birikintileri, falezler, otomobil lastikleri, inşaatlar, yağmur su kanalları, bataklıklar, çeltik tarları, havuzlar ve teneke kaplar olabilir.
Erginler kanatlara sahiptirler ve aktif olarak 2–3 kilometre mesafeye kadar uçabilirler.
Bir dişi bir defada 200–400 arası yumurta bırakabilir. Yumurta bırakılan alanlarda suyun çekildiği durumlarda bazı cinslere ait (Örn; Aedes) yumurtalar uzun süre kuraklığa dayanıklılık gösterebilir. Ortamın tekrar su ile kaplanması ile yumurtalar açılır ve larva ortaya çıkar. Yumurtanın açılımından ergin oluşuncaya kadar geçen süre ortam koşullarına göre değişmekle birlikte ortalama yaz aylarında 7-10 gün kadardır. Ergin sinekler 2-4 ay hayatta kalabilirler. Erginlerin genellikle gece insanlara saldırmakla birlikte, gündüzleri de saldıran türler bulunmaktadır. Bazı türler iç ve kapalı mekanlarda, bazıları dış ve açık mekanlarda kan emerler.
Kurbağalar, balıklar, kuşlar, yarasalar ve bazı böcek larvaları sivrisineklerin doğal düşmanıdır.
Mücadele YöntemleriMücadeleleri için larvalara karşı üreme alanlarının biyolojik ve kimyasal larva ilaçları kullanılarak ilaçlanması, erginlerinin ise gizlendiği alanlara kalıcı insektisitler uygulanması, yaz aylarında ise geceleri sıcak ve soğuk sisleme çalışmaları yapılması ile gerçekleştirilmektedir.
Sivrisineklerle mücadelede başarı larva mücadelesi ağırlıklı yapılacak çalışmalardan geçmektedir. Larva mücadelesinde kullanılan ürünler farklı formülasyon şekillerinde bulunabilirler. Örneğin el ile uygulanan granül, briket ve tablet formülasyonlar olduğu gibi, sırt pulverizatörü gibi cihazlarla su ile seyreltilerek atılan toz ve sıvı formülasyonlarda bulunmaktadır.
Geceleri yapılan ULV ve Termal sisleme çalışmalarında kullanılacak ürünlerin seçiminde bölgedeki direnç düzeyinin takibi önem arz eder. Yeterli oranda sinerjist (Örn; PBO) ve düşürücü (Örn; Tetramethrin) maddeler içeren formülasyonların tercih edilmesi başarı oranını arttırması yanı sıra, çevreye atılan öldürücü madde miktarını azaltabilir.
Tatarcık - Yakarca

Yüksek nem oranına sahip, ışığın az olduğu veya karanlık alanlarda, rüzgârdan fazla etkilenmeyen ahır, hayvan barınağı ve evlerin duvarlarındaki çatlaklarda, oyuklarda ve mağaralarda yaşamayı tercih ederler.
Sadece dişileri kan emer. Dişi tatarcık döllendikten ve kan emdikten 8–10 gün sonra 20–50 adet yumurta bırakır. Larvaları organik atıkça zengin ve nemli alanlarda (çürümüş bitki, çim birikintileri, gübrelerde, mağaralarda ve kaya diplerinde) gelişir.
Erginleri 1–2 hafta yaşabilmektedir. İyi uçamazlar bu nedenle rüzgârlı günler dışında ergin hale geldikleri alandan 50–200 m kadar alana yayılış gösterirler.
Sivrisinekler gibi geceleri kan emer, gündüz dinlenirler. Kan emdikleri bölgede yakıcı ve kaşındırıcı, ateşli ve alerjik deri enfeksiyonuna yol açabilir. Ülkemizde özellikle şark çıbanının taşıyıcısıdırlar.
Larva mücadelesi oldukça zor hatta hemen hemen imkânsızdır. Erginlerinin gizlendiği alanlara kalıcı insektisitler uygulanmakta, yaz aylarında ise yine erginlere karşı geceleri sıcak ve soğuk sisleme çalışmaları ile mücadele yapılmaktadır.
Duvar çatlaklarının onarılması, badana yapılması, organik atıkların düzenli toplanması, çimlerin düzenli biçilmesi gibi yöntemlerde mücadelelerinde başarı sağlamaktadır.
Kümeler halinde 200 civarında yumurtayı yapıştırarak çatlaklara bırakırlar evlerde insanın yaşadığı yatak odaları, çekyat, dolap içleri, karyola yatak kenarları, duvar delikleri ve tahta aksam ayrıkları ile yatakhaneler gibi yerlere yuvalanırlar insanları ısırıp ağırlığının 5 ?6 katı kan emerler, emdiği yer şişer ve çiban gibi kızarır. Özellikle geceleri aktiftir, insana uykuda hemen hücum eder, evden eve eşya ile yayılır. Pasteurella pestis, allerjik reaksiyonlar M.Leprae, Bacillus anthracis, B.Recurrentin gibi bir çok hastalığı bulaştırırlar.
Mücadele Yöntemleri- Tatarcıkların aktif oldukları saatlerde ULV (Soğuk sisleme) çalışmalarının yapılması
- Humus ve nemce zengin karanlık köşeler ile duvar yarıklarında gelişim gösteren tatarcıkların gelişimini engellemek için bu alanların kontrol edilmesi ve tahrip edilmesi
- Tatarcıkların hem iç hem de dış mekânlarda kan emen türleri bulunduğundan iç ve dış mekânların duvarlarına, hayvan barınaklarına kalıcı insektisitlerle uygulama yapılması
- Tatarcıkların gündüzleri dinlendikleri mekânların, evlerin, sığır barınaklarının ve tuvalet duvarlarındaki yarık ve çatlakların 2 metreden yukarısında kalan kısımlarının kireç ve çamur karışımı ile sıvanması, duvarlara ve zemine yaklaşık 20 cm genişliğinde çimentodan süpürgelik yapılması
- Absorbe etme kapasitesinin yüksekliği nedeniyle kireç suyu tatarcıkların yaşadıkları ortamı kolayca bozabilmektedir. Özellikle ağaç gövdelerinin yerden 1-1,5 m’ye kadar olan yüksekliğe kireçle badana yapılması
- Repellent özellikle köpek tasmalarının kullanılması
- Cibinlik uygulaması, perde ve sineklik kullanılması
- Yerleşim yerleri ve çevresinde fare, sıçan gibi kemirgenlerle mücadele yapılması
- Vaka tespit edilen alanda en kısa zamanda en az 1 km çapında bir bölgede hızlı bir şekilde hem iç alan hem de dış alana yönelik mücadele yapılması
- İnsektisit formulasyonları tercih edilirken mümkün ise etkinliği arttırmak ve direnci kırmak amacıyla sinerjist maddeler ve düşürücüler bulunan ürünlerin öncelikli tercih edilmesi
- Tatarcık popülâsyonlarının ışık ve karbondioksitli ışık tuzağı kullanarak takip edilmeye çalışılması
- Sokak köpeklerinin takibi ve uygun ürünlerle tatarcıklara karşı korunmaları sağlanmalıdır
Arı

0,5-1 cm boyunda altın sarısı ve kahverengi dalgalıdır. Bal ve eşek arısı gibi türleri vardır. Duvar deliği, ağaç, çatı arası ev gibi yerlere petek yuva yaparak yerleşirler. Grup halinde yaşar çiçeklerden polen ve nektar toplar, depolar kışın bununla beslenirler. İnsanları ısırarak alerjik reaksiyona sebep olurlar.
Kontrol ÖnlemleriYuvalarının ilaçlanması veya bozulması iledir.